Yukarıdaki yazımın başlığını okumuşsunuzdur sanırım. Kelimesi kelimesine, harfi harfine uygun bir başlık..

Kahpeliğe derman yetmez!
Yukarıdaki yazımın başlığını okumuşsunuzdur sanırım. Kelimesi kelimesine, harfi harfine uygun bir başlık..
Ne mi oldu?
Geçtiğimiz günlerde Damlataş'tan evimize dönerken kahpece bir saldırıya uğradık. Saldırı haince olunca saldırganda kahpe olur elbet..
Evimize yüz metre kala motosikletini sola parketmiş olan insan görünümlü o çocuk, ağza alınmayacak küfürler ederek saldırmaya başladı. Acaba bir yanlışlık mı var şeklindeki haykırışlarımıza rağmen darp etmeye devam etti. Neye uğradığımızı şaşırsakta bu darptan kaçıp kurtulmayı başardık Sözünü ettiğim hain arbedenin ardından toz oldu elbet. 'Nereye, nasıl gitti bir Allah, bir de mobese bilir.' diye düşünürken kameralara yansıyan görüntülere de ulaştık.

Boyu, posu, eşgali her şeyi mevcut. Gür sakallı bir hain olduğu ortada, lakin ben tanımıyorum. Veyahut polis memuru arkadaşların görüntüleri cep telefonundan izletmesinden tanısam dahi çıkaramamam gayet normal. Bu görüntüleri bilgisayar ortamında veya daha büyük bir ekranda izlemem gerektiği daha mantıklı olabilirdi. Memur arkadaşlar her nedense küçücük bir telefon ekranından izletmeyi yeğlemişler. Yaş 50'yi geçince yakın görüntüyü seçememem gayet normal.

Küçük bir ekrandan ve bu görüntülerden yola çıkmak her ne kadar anlamsız olsa da ümidimi kaybetmiyorum.

Kaldı ki; bazı olaylarda güvenlik güçlerinin gazetecilerden destek istediğini, faillerin bulunması için medyada görüntülerin paylaşılmasını arzu ettiklerini en iyi bilenlerdenim.
Olayın anatomisine gelirsek; benim Damlataş'ta gittiğim mekana benden 50 dakika sonra gelen saldırgan (adım adım kamera kayıtlarından belli) beni evime kadar takip ediyor. Ve en kuytu yerde bu hain saldırıyı gerçekleştiriyor.

Sonrası yaşananlar ise adeta "EŞKİYA dünyaya hükümdar olmaz." dizisinde yaşananları anımsatıyor. Bu memlekette yaşayan biri olarak evimize rahatça üstelik saat 22 30 sıraları gibi gecenin bir yarısı olmayan saatte gidemeyecek miyiz?

Farzedelim ki bu EŞKİYALAR yüzünden evimize gidemedik, saldırıya uğradık. Eee o zaman devlet bu hainleri niye bulamıyor. Sorular içinde sorular birbirini doğuruyor. Yılların adliye MUHABİRİ olarak güvenlik güçlerinin olayı aydınlatmak istediğini düşünmeme rağmen bazı konularda akıl sır erdiremediğim gizemler var, sanki bir şeyler örtünmeye, saklanmaya çalışılıyor, gizli eller olaya müdahale ediyor hissi uyandırıyor.

En basiti; bana saldıran zavallı tetikçinin oturduğum mekana 50 dakika sonra gelmesi, beni evime kadar takip etmesi o kadar aşina iken bu görüntülerin herkesten saklanması çok manidar.

Soru işaretlerinden biri de; beni taa Damlataş'tan evimin olduğu yere kadar motoskletiyle takip eden hain saldırganın güzergahtaki tüm görüntülerini elde ediliyor. 

Fakat saldırıdan sonra gittiği güzergah her nedense yok. Buhar olup uçuyor anlayacağınız. Olayın başlangıcından bittiği yere kadar her görüntü elinizde var, ama olay sonrası yok. Bu adam (!) yani yaratık uzaya gitmedi sanırım.. 

Her şeye rağmen bu olayın peşini Güncel Alanya Haber olarak bırakmak niyetinde değiliz. Perde arkasında; aslan-kaplan, şahin-karga kim varsa ortaya çıkarılmalı.. 

Gelişmeleri hiç korkmadan sizlerle paylaşacağız ve gündemde tutmaya devam edeceğiz. Olayın ardından ister aslan ister kaplan veyahut ŞAHİN çıkar, karga çıkar bilemem.

Her kim çıkarsa çıksın sonuna kadar mücadele edeceğiz Allah'ın izniyle. 
Ayrıca, anlamadığım bir diğer mevzu ise; bu haine kim ne yedirdi, ne içirdi,  ya da cebine ne sıkıştırdı bilmiyorum..
Delikanlı desem delikanlı değil. Çünkü haince bir saldırı.

Haince olmadığını düşünsek bile azmettiricilerini satan biri demek ki..

Niye derseniz eğer; size o kadar para veren biri 3-5 tokat at diye vermemiştir onca parayı. Ne adamlığı, ne azmettiriciliği, ne de bi mok yemeyi beceremediğiniz ortaya çıktı! 
Şühhelendiklerim yok mu? Elbette var. Hele ilk önce şu piyon kimmiş O'nu bir öğrenelim, sonrası çorap söküğü gibi çıkar ortaya..
Olayın özeti şimdilik bu kadar. Lakin bu olayın peşini sorumlular bulununcaya ve mahşere kadar bırakmayacağız.
Yeni yazılarda buluşmak dileğiyle sevgiyle kalın MAP'la kalın..