MEHMET ŞAHİN VE 'NAMUS ŞEREF ÜSTÜNE.." BİR KAÇ KELAM..
80' lerin sonuydu mesleğe başladığım yıllar. Adliye koridorlarında hırsız-arsız resmi çekerek başladık bu işe. ‘’Gözü gara’’ lakabını da o günlerde aldık maalesef. Hiç unutmam; henüz ‘çömez’ bir muhabirken, sosyal medyanın keşfedilmediği, herkesin gazeteci olmadığı, olamadığı günlerden birinde yazmaktan bile imtina ettiğim bir vaka cereyan etmiş ve sanık adliyeye getirilmişti. Elimde minolta makinamla merdivenlerden inen sanığı resimlerken tekme yemiş ve gözüm mosmor olmuştu. Yarı şaka yarı ciddi derken adımız da ‘’Gözü gara’ya’’ çıkmıştı. Çektiğimiz resim ise bir babanın öz kızına yaptığı iğrençlikten ötürü, Adab-ı muaşeret gereği gazetede dahi yayınlanmamıştı. Kısacası; lakabımız yanımıza kar kalmıştı. Aradan yıllar geçti. Bugünlere geldik. MEVZUYA hemen gireyim de merakınızı giderem madem.. Malum, Mehmet Şahin ve 'Namus şeref..' üzerine bir kaç kelam edeyim istedim. Millet de gerçeği görsün, öğrensin en azından..
Bilmeyenler için başlayalım anlatmaya;
Ben hayatım boyunca ve de gazetecilik sürecimde kimseye eyvallahı olmayan insanlardan biri olduğuma inanıyorum..
Eyvallah demişken; kulluğa, biat etmeye, boyun eğmeye hiç rızam olmadı.
'Neler yaşadın' diye soracak olursanız; bir gazeteci olarak 35 yıllık serüvende çok şeyler yaşadık, bazılarının hayal bile edemiyeceği mevzularla karşılaştık.
Misal vermek gerekirse açık açık anlatmak, izah bakımından anlaşılması için her şeyi dosdoğru, namusluca ve adam gibi anlatmak lazımsa bundan sonrasını biraz dikkatlice okumanızı istirham ediyorum.
Nerden mi geldik bu mevzuya. Az sabredin hele, düzgün cümlelerle hepinizin anlayacağı lisanla, dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım..
Malumunuz olduğu üzere geçtiğimiz aylarda haince bir saldırı yaşandı. Bize yapılan saldırı ne ilk ne de son olacak. Biz gazetecilerin makus talihi; birilerinin işine gelmediği veyahut zülfiyare dokunduğumuz zaman salgırganlarla karşılaşabiliyor olmak.
Neticede dayağı yedik. Buna da eyvallah.
Karakolda kimden şüphelendiğimizi sordular. Biz de son günlerdeki yazılarımızdan, yorumlarımızdan ötürü SALDIRININ arkasında Mehmet Şahin isminin olabileceğini ifadelere yansıttık.
Sonrasında çok sayıda 'GEÇMİŞ olsun..' dilekleri aldık. Siyasetçilerden oda başkanlarına, sivil toplum temsilcilerinden kurum ve kuruluşlara kadar ve dahi vatandaşlardan tutun okurlarımıza kadar bir çok kişi aradı.
Bir tek sen aramadın Şahin..
Benim sana hiç bir husumetim yok. Ancak senin bana karşı bir öfken, kinin var galiba.
'Geçmiş olsun' demeyi bırak karşılaştığımız kalabalıklarda ne selam veriyorsun ne alıyorsun..
Benimde çok umurumda sanki!
Gel gelelim son icraatına; gitmiş çocuk gibi karakola şikayet etmişin beni..
Ortada ne hakaret, ne de kabahat var..
GÜYA sen Belediye Başkanlığı için yola çıkmış, aday adaylığını açıklamış birisisin.
Daha şimdiden en ufak eleştiriye tahammülün yok.
Mazallah seçilirsen nasıl olursun bilemem.
Bunca kelamdan sonra son cümlem, 'Eğer bu SALDIRININ ardında ben varsam namussuz şerefsizim..' dersin ben de senin karşında düğmelerimi iliklerim..
Seninle ve bu mevzuyla ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar..
Daha çok yazıp çizeceğiz elbet..
Yeni yazılarda buluşmak dileğiyle sevgiyle kalın MAP'la kalın..