GÖK KUBBEDE HOŞ BİR SEDA
Okuyanlarınız bilir; gazetemizin sevgili ve çok saygı değer köşe yazarı Gülseren Kaya'nın sevgi üzerine çok güzel yazıları var. Akşam akşam otururken bana da esti!
Sayın Kaya'nın affına sığınarak iki kelam da ben edeyim dedim.
Buyrun o zaman okumaya:
Her geçen gün, her yitirilen an hayattan çok şey alıp götürüyor. Aldığı şeylere mukabil verdiği tecrübeler de hiç yabana atılacak gibi değil. Ne yapsak da ne etsek de kaçınılmaz sona doğru hızla ilerliyoruz. Bir de bakıyorsunuz ömür bitiyor. ‘Ölen olmuş kalan sağlar bizimdir’ misali kavga döğüş, fitne-fesat hiç bitmiyor. Makam için, mevki için ne mücadele verildiğine her gün onlarca kez şahit oluyoruz. Neticede hepsi gelip geçiyor. Bir çok mevzunun arkasında sevgisizliğin olduğunu sezip , birbirimizin boynuna sarılmadıkça, hiçbir eleştiri hiçbir yaraya merhem olmayacaktır...
İçimden bir ses divan edebiyatı şairlerinden Baki'nin "huma kuşunun gölgesi" adlı gazelinde yer alan ve yüzyıllardan beri dilden dile dolaşmış meşhur dizelerini hatırlattı. Bakın ne demiş Baki;
zülf-i siyahı saye-i perr-i hüma imiş
iklim-i hüsne anun içiün padişa imiş
bir secde ile kıldı ruh-i aftabı zer
hak-i cenab-ı dost aceb kimya imiş
avazayi bu aleme davud gibi sal
baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş
görmez cihanı gözlerimiz yarı görmese
mir'at-ı hüsni var ise alem-nüma imiş
zülfün esiri baki-i biçare dostum
bir mübtela-yı bend-i kemendi bela imiş
İşte böyle sevgili dostlar! Yeniden buluşmak temennisiyle sevgiyle kalın, MAP’la kalın..